For a Close Friend
Modern zamanlar,
Modern insan.
Kendilerini karmaşaya kaptıran,
kaosa sürüklenen
modern insanlar
modern zamanda.
***
Küçükken en çok istediğimiz bir an önce büyümektir.
Biraz akıllanmaya başlarız zamanla ama isteklerimiz değişmez.
Özellikle biz 2 X'li insanlar için,
tek dileğimiz kendi ayaklarımızın üzerinde durabilmektir.
Kendi yaşamını kendine sağlayabilecek kadar güçlü olmak.
Sizi bilmiyorum ama ben hep güçlü bir kadın olmak istedim.
Hep kendimi ceket ve etekle iş toplantılarında,
istediğim hayatı kendime sağlarken hayal ettim.
Belki benim sonum bir laboratuvarda olacak ama yine güçlü olacağım.
Ve en önemlisi kendi ayaklarım üzerinde duracağım.
***
Bazılarımız şimdiden başladı bile,
Bazılarımız yolun başında,
Bazılarımız olgunlaşmayı bekliyor.
Ama yine de
Er ya da geç
hepimiz katılıyoruz
Onlara, modern insanlara
Bu modern zamanda.
***
Kendimiz yaşıyor,
Kendimiz düşünüyoruz.
Bir çift ayağımız var
ve üzerlerinde duruyoruz sağlam bir şekilde
Başımız dik göğsümüz ilerde.
Ah, ne kadar gururlu bakışlarımız!
Ne kadar parlak bakıyor gözlerimiz.
Ne kadar da övünç doluyuz,
modern zamanın modern insanı olmaktan, olabilmekten.
***
Dedim ya,
modern zamanlarda
modern insanlar.
Demediğim şey ise
modern insanın
modern zamanlardaki
o modernize edilmiş yalnızlığı.
Tek başımayım, kendi ayaklarım üzerindeyim diyerek
örtülmeye çalışılan,
teselli bulan ve bulamayan o yalnızlık.
O kendinden başka kimsenin olmaması yanında,
o yanından gelip geçecek, arkadaş sıfatını vermeye bile değmeyecek insanlardan başka
kimsenin olmaması.
Kimseye anlatamaman,
kimseye soramaman.
Belki kendi başına film izlemen pijamalarını giyip
belki tek başına alışverişe çıkman,
belki de düşündüklerini bir defterde ya da bir blogda seslendirmeye çalışman.
Kendin kadar yalnız
kendin kadar ıssız
Modern zamanın modern yalnızlığında.
***
Ah, artık tek istediğimiz
Modern zamanda
Biraz daha geriye dönebilmek.
Modern insan ya da yetişkinlikten
bir süre vazgeçebilmek.
Çamaşırlarımızı kendimiz yıkamak,
yemeğimizi kendimiz yapmak yerine
Lise eteklerimizi giyip hala çocuk olduğumuz yerlere dönebilmek,
çocukluk yoldaşlarımızı görebilmek.
Ne biri dolduruyor çünkü yerlerini
ne de unutturuyorlar kendilerini.
Sadece onlara ithaf etmek kalıyor bize bir şeyleri,
Bir şarkıyı belki, bir gülümsemeyi,
Bir selam etmeyi, hal hatır sormayı.
Bir sözü ya da
birkaç satırı,
bir yazıyı.
Bir yazıyı evet,
bir yazıyı,
bu yazıyı.
Comments
Post a Comment